Blog

VITRIOL VEYA HAKİKATİN NUR’UNU ARAMA

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

Yeni Loca Tahsis Töreni Ritüelinde Birinci Temsilci “…. Sonsuza dek parlaya­cak olan Hakikat’in Nur’unu hiç bir zaman söndürmemek ve daha da güçlendirmek üze­re azimle aldığınız bu karar sizlere büyük yükümlülükler ve sorumluluklar getirecek­tir…. Hakikati ve erdemi aramak yolundaki bu çalışmalarımıza vakit kaybetmeden başla­yalım… “ der. Hakikat’ın aranışı hiç bir zaman bitmeyecek bir çabadır. Peşinen va­rılamayacağı bilinen hedefin aranışında, aramanın yolları önemlidir. Bu Sizifos[1] çabasında, cevabı bulduğumuzu sandığımız anda, karşımızda yeni bilinmeyen­leri buluruz. İnsanlık sürdükçe de bu çaba sürecektir.

Kardeşleremizi dört ana grupta mütalaa edebiliriz: a) İdealist Masonlar; b) Entellektüel Masonlar; c) Araştırmacı Masonlar; b) Gelenekçi Masonlar.

  1. İdealist Masonlar, dünyayı düzeltmek isterler. Dışa dönük davranışların­da Masonik idealleri yaymaya çalışırlar. İnsan hakları, farklılıklara saygı, barış, adalet, özgürlük amaçlarından bir kaçıdır. Komşusunu sevmek, şiddeti reddet­mek, yardımlaşma, tolerans zaten var olmaları gereken değerlerdir. İdealist Ma­sonlar yalnız kendi öğretilerinin doğru olduğunu savunan her çeşit radikal dü­şünceye karşı tavır alırlar, toleransı evrenselleştirmeye çalışırlar.
  2. Entelektüel Masonlar, Masonluğu araştırmaya yönelik tahrik edici bir dünya, felsefe ve düşünce akımlarını özgürce tetkik etmeye imkân tanıyan bir okul olarak görürler. Gençliklerinde, bir takım baskılara boyun eğerek arzu et­medikleri tahsilleri yapmış olduklarından, olgunluk çağlarında bu eksiklerini tamamlama fırsatını Masonlukta bulurlar. Her toplantı, her konferans onlara bir şeyler katar, ufukları genişler, yeni bilgileri sünger gibi emerler. Tekris olayı daha önce başlamış olan bir araştırmanın sonucudur ve basit soruların cevapları zaten bilinmektedir. Onlar için başlarına gelebilecek en tatsız olay bilgisiz ve ilgisiz in­sanlarla bir arada olmaktır. Erasmus’un “Deliliğe Övgü” eserinde olduğu gibi, bu gibi insanlarla sofrada oturduklarında, ukala veya deli olarak nitelendirirler, on­lar da susmayı ve kalabalık içinde yalnız kalmayı tercih ederler. Oysa entellektüel Masonlar yalnız yaşamayı sevmezler, onlar gibi düşünenlerle düşünceyi yarış­tırmaktan zevk alırlar.
  3. Henüz Mason olmayan araştırmacı hariciler bağlı oldukları dine bir alter­natif, bir tarikat, narsisist bir cemiyet veya belirli bir ezoterizm aramazlar. Ma­sonluğun araştırmayı teşvik eden bir çerçeve olduğunu bilirler. Tekrislerinden sonra da ham taşı yontma yolunda Masonluğun sağladığı imkânları kullanmaya çalışırlar, beğendikleri, hürmet ettikleri Masonları kendilerine model seçerler, yaşamlarına yeni bir anlam vermeye çalışırlar. Onlar harici dünyada bulamaya­caklarını bildikleri ilhamı localarda ararlar.
  4. Gelenekçi Masonlar Masonluğu her zaman var olmuş bir ezoterik gelene­ğin mirasçısı olarak görürler. Ritüeller ve inisyatik yol onları Masonluğun kapalı dünyasına taşır. Gelenekçiler geçici modaların ve kısa süreli ideolojilerin dışında sabit bir referansın içinde hakikati ararlar. Onlara göre harici dünyada yaşanan anlık hırsların, zamanın başından bu yana nakledilen ve gelişen bir toplu değer­ler ve hikmet sistemi ile dengelenmesi gereklidir. Ritüellerin sağladığı huzur or­tamı başka bir dünyanın gizli hâzinelerinin sihirli anahtarıdır. Genelekçiler için Masonluk sonsuzluğa bir köprü veya ölümle yeniden doğuşa bir bağlantı değil­dir. Masonluk ancak vicdan özgürlüğünü sağlar.

Evet kardeşlerim, araştırılacak dört ayrı dünya, kendini bulmak için dört ay­rı yol. Kişi Hürmasonlukta neyi aramakta, sonuçta neyi bulmaktadır? Masonluk kişiye ancak aramak istediğini bulma yolunu gösterir. Mason arayacak, sonuçta da kendini bulacak, gerçek aynasının yansımasmdan yalnızca kendini görebile­cektir.

Aday tekris öncesi düşünce odasında kendisi ile baş başa kaldığında, kuru­kafa, kumsaati, ayna, tuz, kuruekmek gibi sembollerin yanında duvarda düşün­dürücü yazılar bulur. Bunlardan biri VITRIOL’dur. Kelime anlamıyla Vitriol simyagerlerin zaç yağıdır. ([2]) Ancak kelimenin ezoterik anlamı Visita Interiora Terrae Rectificando Invenies Occultum Lapidum’dur (Toprağın Derinlerine İn ve Kendini Düzelt, Bilgelik Taşını Bulacaksın).

Ham taşı yontarken Mason kendini değiştirmeye (düzeltmeye) çalışır. Bula­bilecekleri ümitlerinde saklıdır, bulduğu ise bir yoldur, avadanlıklarıdır. Paul Claudel’e göre “arandığında en zor bulunan şey güzelliktir”.

VITRIOL sözcüğünün ikinci (I)’si Invenies = bulmak demektir. Masonlukta arayan kişiyi bekleyen nedir? Tek cevap vardır: arayanı arayan Masonlar.

Aramanın üç safhası vardır:

  • Masonluğa girmeden önceki arayış.
  • Tekris esnasında karşılıklı arayış ve kabul.
  • Hürmason olarak, kazanılan yeni hüviyetle başlayan ve kendini daha iyi tanıyarak ham taşın yontulması ile süren spiritüel ve hümanist arayış.

Arayan, bazen ilk hedefinin dışında bir şeyler bulur. 1910’da Papus Masonları iki kategoriye ayırıyordu: “öğrenmeye ve anlamaya çaba gösteren Masonlarla, ilgisiz olanlar”. Bu noktadan hareketle kişinin bulduğu, aradığının niteliği yerine nasıl aradığına bağlıdır. Kalbimizi açık tutarak arayışta sebat edelim.

Jacques Brelin modern Don Quihotte de la Mancha uyarlamasında, ölüm döşeğinde yatan Don Kişot yaşamı boyunca yaptıkları ve yapamadıklarını göz­den geçirirken, “önemli olan yaşadığım zaferler veya yenilgiler değil, arayışın kendi- siydi” der. Zamanı aşan sürekli arayış kendi başına bir mitos oluşturur. Ortaçağ şövalyelerinin aradıkları Hazreti İsa’nın çarmıhtayken akan kanlarının toplandı­ğı kutsal “Gral” kupası, Musevi tasavvufunda mesihin aranması veya beklen­mesi, simyagerlerin bilgelik taşmı ve kurşundan altın yapma yöntemlerini, Ma­sonların kayıp kelimeyi aramaları gibi arama mitosları oluşmuştur. Aranan hep erişilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle iletilemeyen, tarif edilemeyen bir mefhumdur, BÜYÜK SIR işte budur.

“Kendini bulmayı, ya da bilmeyi” araştıran Mason, kalbinde bulduğunu ha­rici dünyaya yansıtmalıdır. Sihirli Flütte 1. Perdenin 12. bölümünde, rahip Sa- rastro “Öç almayı unut, buraya aşk, iyilik, af etme, kutsal mutluluk ve neş’e hâkimdir” der.

Hacı Bektaş Veli’nin aşağıdaki anlamlı dörtlüğünü birlikte analım:

Hararet nâr’dadır, sac’da değildir.

Keramet baştadır, tac’da değildir.

Her ne ararsan kendinde ara,

Kudüs’te, Mekke’de hacda değildir.

Araştırması ilerledikçe, Mason, Düşünce Odasında kendisini sorgulayan ay­nayı bulur ve ham taşın kendisi olduğunu anlar.

[1] Sizifos: Yunan Mitolojisinde Korint Kralı Sizifos yer altı dünyası Hades ‘teki dev bir kayayı iterek bir tepeni doruğuna kadar çıkarmakla cezalandırılır; ama kaya tam doruğa yaklaştı­ğında yeniden aşağı yuvarlanır ve bu böyle sonsuza değin sürer.

[2] zaç yağı: sülfürik asit

Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 34

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *