Blog

RİTÜELLERİN İŞLEVİ

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

9659 Numaralı İnternet Locasında Rahip Neville Bar­ker Cryer Kardeşin 13 Ekim 2001 tarihli konuşmasından esinlenerek yazılmıştır.

Hürmasonluğun diğer cemi­yetlerden farkı, faaliyetlerinin ri- tüel merkezli olmalarıdır. Her­hangi bir nedenle ritüel ihtiyarî kılınsa veya tümünden kaldırı­lırsa, “Eski ve Kabul Edilmiş Hürmasonluk” bitmiş demektir.

Yukarıdaki söylem, katı ve esnekliği olmayan bir muhafazakârlığın ifadesi değil­dir. Ritüelinin bu denli önem ta­şıdığı Hürmasonluk, en azından, üç yüz elli yıldır kesintisiz faali­yet göstermektedir. Ritüelin katı ve değişmez olduğunu savunan­ların, yalnız İngiltere’de 1717’de Operatiflikten gelen ritüellerin resmî hallerini almalarını, Eski­lerle Modernlerin ayrıldığı 1751 yılındaki değişimleri, 1813 – 17 arasında İngiltere Birleşik Büyük Locasının kurulmasıyla varılan yeni şekli, 1830 ve 1850 değişik­liklerini, 20. yüzyılın başında İn­cil yerine Kutsal Kitap ifadesinin ikame edilmesini, bu arada bu değişikliklerin bir kısmına muha­lif olarak geliştirilen Logic, Bristol gibi ritüelleri anımsama­ları yeterli olacaktır zannediyo­rum. Kıt’a Avrupasında, İskandi­navya’da, Amerika ve Avustral­ya’da ritüeller değişik yönlerde evrime uğramıştır. Hürmasonluk, temel landmarklara dokunulma­dan, gerçek bir dünyada yaşa­mın getirdiği stresleri ve baskıla­rı karşılayabilmiştir. İfşaatlar, ifti­ralar, yerleşmiş fikirler, yanlış anlamalar, dinsel ve politik tole­ranssızlık, kendi kardeşlerimizin ihaneti bu müesseseyi yıkama- mıştır. Tüm bu durumlarda, ritü- ellerimizden aldığımız güçle ayakta kalabildik.

Bazı gençler, modern dünya­mızda ritüelin hâlâ yeri kalmış mı diye sorguluyorlar. Özellikle, ritüelin ezbere icra edildiği İngil­tere’de bu bir sorun olarak karşı­mıza çıkmaktadır. Bu konuda Cryer K.in konuşmasından bir paragrafı aynen aktarmak istiyo­rum.:

“1778 yılında kurulmuş olan York kentindeki en eski Lo­canın şeref üyesiyim. Kurulu­şundan bu yana, inkıtasız, Loca ayda bir toplanmıştır. Son üç yılda Locaya 10 yeni aday ka­bul edilmiştik’), bunların yarı­sının yaşı 40’ın altındadır. Sayı­ları sürekli azalan Localara kı­yasla, bu Locanın geleceği sağ­lam gözükmektedir. Ancak, ge­çenlerde Locanın kıdemli Önceki Üstadı Muhteremlerinden bi­riyle sohbet ederken, bu genç Kardeşler hakkında şunları söy­ledi: «Cemiyetimize katılmış ol­maktan mutlu görünüyorlar, ancak ritüel provalarının yapıl­dığı eğitim celselerine gelmeleri için uygulanan baskıdan şikâyetçiler. Merasimleri seviyor­lar, ancak görev almayı düşün­müyorlar. Onlar için Kardeş sofrası toplantıların en çekiciöğesidir.»

“Bu problemin sadece bir veçhesidir ve York kentine de mahsus değildir. Ayrıca, tek problem de bu değildir.”

Cryer K., artık İnternet çağın­da insanların ezberlemeyi unut­tuklarını, Kardeşlerden ritüeli ez­berlemelerini istemenin görev alacak olanları caydırdığını, bu durumu da göze alarak, bir çok Üstadı Muhteremin bazı tiradları onları en iyi bilen Kardeşlere söylettiklerini anlatmaktadır. Böylece iş bölümü ve uzmanlaş­ma gelişmektedir.

Ezbere icra edilen ritüelde, kelimeleri, ağırlıklarını verme­den, peş peşe sıralamak da ye­terli değildir. Tiradlar, İnandırıcı, mantığa ve duygulara hitap eden tarzda söylenmelidir.

Bir de ritüellerde dil sorunu vardır. Kilise ritüellerinde dahi, Reformdan sonra, Latince yerine kullanılmaya başlanan yerel dil­lerdeki ritüellerde de, zaman içinde, ancak bazı yerleşmiş tabirlerin dışında, günümüz dili­ne uyarlamaların yapıldığını gö­rüyoruz. Masonluk bir meslektir, ve her meslek gibi kendi jargo­nu vardır. Kardeşler, küçük bir gayretle, 20 – 30 kelimeyi geç­meyen bu jargonu öğrenecekler­dir. Bu kelimelerin yerine Türk Dil Kuruntunun türettiği yeni ke­limeleri ikame etmeye çalışmak, ritüelin ahengini bozar ve yarın, aynı yönde, yeni değişme talep­lerine yol açar. Yapılması gere­ken, yeni kabul edilen Kardeşle­re verilecek eğitimde bu kelime­lerin de anlatılmasıdır.

Diyalogların dışında, kıyafet, Mâbet içinde yürüyüş tarzı, tek­rarlar, ahlâki hatırlatmalar, deği­şik işaretler ve sahnelenen dra­ma var. Televizyona, modern sahnelere alışmış Kardeşlerimize provası çok iyi yapılmış, falso­suz ritüel uygulaması seyrettiril- melidir. Merasimleri bir nevi ti­yatro gibi mütalâa edebiliriz. De­korun da, fon müziğinin de iyi olması gerekir. Dekor, Kardeşle­rin kıyafetidir. Siyahın dışındaki renklerde kostüm, kravat ve ayakkabı, beyaz olmayan göm­lek, eldivensiz eller derhal sırıtır ve tılsımı bozar.

Son olarak ezoterizme değin­mek istiyorum. Modern ihtiyaç­lara ne kadar taviz versek de, uygulanan ritüelin ezoterik yanı­nı ihmal etmemeliyiz. Bir haricîyi tekris ettiğimizde, onu sadece matrikül cetveline ekle­mekle kalmamalıyız; bu merasim adayı yaşam boyu etkilemelidir, bunu da hatasız ritüel uygulama­sı kadar, ezoterizmin anlatılması yerine getirecektir. Adayın yaşa­yıp çalıştığı dünyanın dışında, yeni edindiği Kardeşleriyle özel bir ilişki oluşturması sağlanmalı­dır.

Bütün bu oluşumlar ritüel sa­yesinde olabilmektedir. Ritüeli değiştirip avamlaştırırsak, Cryer Kardeşin sözüyle, “garip bir “ab- rakadabra” yaratırız”.

[*] İngiltere’de bir celsede genelde bir­den fazla aday tekris edilmez. Bu sayı, ender olarak ikiye çıkabilir.

Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 52

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *